Nelerdir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nelerdir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Dişleri güçlendiren yiyecekler Nelerdir?

Diş ve Diş eti sağlığı oldukça önemli ve küçümsenmemesi gereken sağlık problemleridir. Sizlere bugün Dişleri Güçlendiren yiyecekler hangileridir – Dişleri Güçlendiren Yiyecekler Nelerdir sorularının yanıtlarını vereceğiz.


Diş ve dişetleri rahatsızlıkları asla küçümsenmemesi gereken hastalıklar. Çünkü doğrudan diyabet, kalp ve damar hastalıklarının ilerlemesiyle bağlantılıdır. Bu nedenle dişlerimizin bakımını çok iyi yapmakla kalmamalı, sağlıklı dişlere sahip olmak için beslenmemize de dikkat etmeliyiz.


Peki dişlere ve dişetlerine iyi gelen, dişlerimizi güçlendiren yiyecekleri biliyor musunuz? Bilgiyuvasi.com açıklıyor:


Oyukları peynirle engelleyin
Peynir dişlerinizde oyukların oluşmasını engeller. İçeriğinde bulunan kalsiyum, fosfor ve protein gibi maddeler dişlerde plak oluşumunu ortadan kaldırırken, oyukların da oluşmasını önlemiş olur. Şekerli bir şey yedikten sonra ağzınıza atacağınız büyük bir dilim peynir, şekerin dişlerinize olan negatif etkisini de yok eder. Peynir ayrıca diş minesi için de faydalıdır; dolayısıyla kuvvetli dişlere sahip olmanızı sağlar.


Şekeri kuru üzümden alın
Şekerli bir şey çiğnendikten sonra, bakteriler diş minesini yıpratan asitler salgılar ve zamanla dişlerin çürümesine yol açar. Kuru üzüm de tatlı ve yapışkandır. Fakat diş ve dişeti hastalıklarından sorumlu birçok tür bakterinin gelişimini engeller. Bu nedenle ağızda bulunan çürük ve dişeti hastalığı yapan bakterilere karşı koruma sağlaması açısından dişler için önemlidir.


Yeşil çay keyfi
Dişetlerinin en büyük dostu yeşil çayın içeriğinde bulunan katesin maddesi, ağızdaki bakterilerin yok olmasına ve plak oluşumunun engellenmesine yardımcı olur. Dişeti hastalıkları mutlaka ciddiye alınmalıdır; çünkü diyabet, kalp ve damar hastalıklarının ilerlemesiyle bağlantılıdır. Yeşil çay, dişeti kanamalarını azaltan sağlıklı bir içecek olduğundan, tüketilmesi dişler için faydalı olacaktır.


Şekersiz sakızı patlatın
Sakız çiğnemenizi öneriyoruz, evet. Ama bu sakız kesinlikle şekersiz olmalı! Çünkü şekersiz sakız çiğnemek diş plaklarının ve çürüklerin oluşumunu önler, diş minesindeki mineral bozuklukları onarır, diş lekelerinin oluşumunu önler, olanları azaltır. Ayrıca vücuttaki en güçlü savunma mekanizması olan tükürük salgısını da artırır.

Devamını Oku

31 Temmuz 2011 Pazar

Ramazanda Tok Kalmanın Yolları Nelerdir?

Ramazan Ayının Başlamasına Oldukça Az bir zaman kaldı. Bu yıl Ramazan Ayı oldukça zorlu geçecek gibi duruyor. Ağustos sıcağında oruç tutmak bir çoğumuzu açlık yönünden zorlayacak ama asıl zorlanma nedenimiz su olacak gibi. Sizlere Ramazan ayında tok  Kalmanın yolları Nelerdir – Hangi Yiyecekler bizi tok tutar sorusunun yanıtını vereceğiz.


Ramazan ayında öğün sayısının ikiye düşmesi, sağlıklı ve dengeli beslenmeyi daha da önemli hale getiriyor. Çünkü bu ayda, öğün zamanlarında, yemek miktarlarında ve tercih edilen besinlerin çeşitlerinde önemli değişiklikler oluyor. Öğün sayısının azalmasına bağlı olarak vücudun ihtiyacı olan enerji, protein, vitamin, mineraller ve en önemlisi kalsiyum ihtiyacı azalmıyor. Özellikle sahur ile iftar arasının önceki yıllara göre daha uzun olması, oruç tutan kişilerin açlık ve susuzluğu yoğun hissetmesine sebep oluyor. Memorial Hastanesi’nden Diyetisyen Yeşim Çelik, bu dönemde kan şekerimi hızla yükseltmeyen, glisemik indeksi düşük besinleri tercih etmemiz gerektiğini söylüyor.


Esmer pirinç ve kepekli makarna
İftar ve sahur sofralarını, 11 ay boyunca tüketilen besinlerin yerine, hem gün boyu tok tutacak hem de sağlıklı beslenmeyi sağlayacak yiyeceklerle hazırlamak gerekiyor. Tokluğu uzun süre sürdürecek olan besin grupları; sindirimi ve emilimi uzun süren gıdalardır. ‘Kompleks karbonhidratlar’ adı verilen sebze, meyve, kurubaklagiller, tahıllar, esmer (kepek, çavdar, tam buğday unundan yapılmış) ekmek, esmer pirinç, kepekli makarna gibi besinlerdir.

Meyve suyu yerine meyvenin kendisi
Açlığın kaynağı kan şekerinin düşmesi ise meyve suyu yerine meyvenin kendisini tüketmek gibi beslenmemizde çeşitli değişiklikler yapmalıyız. Bu besinler kan şekerimizin gün boyu dengede kalmasını sağlayarak açlık hissinin oluşmasını engelleyecektir. Ayrıca, iftar ve sahurda içilen bir bardak süt, içerdiği karbonhidrat, protein, yağ, kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum ve B vitaminleri nedeniyle Ramazan’da sağlıklı beslenmenin temelini oluşturuyor. Sıvı besinler mideyi çabuk terk ettiğinden kişiler çok daha çabuk açlık hissediyor. Bu yüzden çorba, ayran gibi besinler tek başlarına değil; protein içeriği yüksek ve posalı gıdalarla beraber tercih edilmelidir.


İftarda salata yemek tatlı isteğini azaltır
Ramazanda gün boyunca aç kalınacağı için yavaş sindirilen, mide bağırsak sisteminde uzun süre kalabilen lifli ve kana geçiş hızı düşük olan esmer tahıl ürünleri, sebzeler, kurubaklagiller, salata gibi gıdaları iftarda tercih etmek, iftar sonrası yaşanabilecek rahatsızlıkları ve aşırı tatlı isteğini engeller.


Günde 2 bardak süt
İftar yemeğine başlarken doyurucu ve sindirimi kolay çorba ile başlamak ve arada sadece salata tüketerek zaman geçirmeye çalışmak faydalıdır. İftardan 30 dakika sonra tüketilen ana öğünde etli veya etsiz, az yağlı sebze yemeği ile az miktarda pilav, makarna veya börek yenebilir. Bunun yanında yoğurt, ayran veya süt tüketimi ihmal edilmemeli; süt ürünleri tüketiminin günde 2 su bardağının altına düşmemesine özen gösterilmelidir. Yani pide yenilecek ise makarna ya da pilavı sınırlamak veya hiç yememek gerekir.


Meyveyi iftardan 2 saat sonra yiyin
İftarda kan şekerini hızlı yükseltmeyecek besinleri önerilen zaman aralıklarında tüketmek iftar sonrasındaki oluşabilecek tatlı krizlerini ortadan kaldıracaktır. Bu şekilde fazladan alınabilecek kalori miktarı sınırlamış olacaktır. İftar yemeğinden 1.5 – 2 saat sonra meyve ara öğünü yapmak faydalı olacaktır. Yemeğin ardından şerbetli hamur tatlıları, kızartılan tatlılar yerine muhallebi, güllaç gibi sütlü tatlılar veya meyve tüketilmelidir. Ramazan ayının tatlısı olan güllaç oldukça lezzetli ve sağlıklı bir seçim olacaktır. Meyve tatlıları, sütlaç gibi tatlılar da alternatifleri olabilir. Ama tabi miktarına dikkat ederek! Yemekten 1-2 saat sonra yarım saatlik ufak bir yürüyüş de yapılabilir.

Devamını Oku

Sigil Nedir? Çeşitleri Nelerdir?

Sağlık Alanındaki bilgi paylaşımlarımıza Siğil nedir – Siğil Neden Olur ve Nasıl Tedavi edilir Sorularının yanıtları ile devam ediyoruz.
Siğil derinin üst tabakasının bir viral infeksiyon sonucu ortaya çıkan selim tümörlerdir. Siğillere neden olan virüsler human papilloma virus (HPV) olarak adlandırılır. Siğiller sıklıkla ten rengi dokunmakla pürtüklü, sert oluşumlardır ancak koyu renkli, düz ve yumuşakta olabilirler. Siğillerin görünümü yerleştiği alana göre değişmektedir.


Değişik tipteki siğiller şu şekilde sınıflandırılabilir:
Genel siğiller
Ayak tabanı siğilleri
Düz siğiller


Genel siğiller: El parmakları, tırnak çevresi ve el üzerinde gelişir. Çoğunlukla derinin tahrip olduğu alanlarda örneğin tırnak yeme ve tırnak etlerini koparma alanlarında gelişir.


Ayak tabanı siğilleri: Kümeler halinde belirdikleri zaman mozaik siğil olarak adlandırılır. Genel siğillerden farklı olarak çıkıntılı değildirler. Yürüme basıncının etkisi ile derinin içine doğru girmişlerdir. Ayak tabanı siğilleri nasırlarla karıştırılabilirler. Nasır gibi ağrılı ve sert oluşumlardır.


Düz siğiller: Küçük ve daha düz yüzeylidirler. Sayıları çok olabilir 20-100 arasında sayıya ulaşabilirler. Her yerde görülebilirler fakat çocuklarda ve yüzde en çok ortaya çıkarlar. Erişkinlerde erkeklerde sakal bölgesinde, kadınlarda bacaklarda görülebilir. Traş sonucu tahriş sayılarını artırabilir.


Siğiller nasıl bulaşır?


Siğiller kişiden kişiye direk temas veya ortak kullanım alanları veya eşyadan geçer. İlk temastan sonra siğilin ortaya çıkmasına kadar geçen süre ayları bulabilir. Yine de el, ayak ve düz siğillerin kişiye bulaşma olasılığı düşüktür.


Niye bazı kişilerde siğil olur bazılarında olmaz?


Bu gibi insanların virüsle temas sıklığıyla siğilin ortaya çıkışı paraleldir. Siğil virüsleri eğer deride bir şekilde hasar var ise kolaylıkla bulaşabilir. Yine de bazı insanlar çok daha kolay virus kapıp siğil çıkarırlar. Bu kişilerin bağışıklık sisteminin siğil virüsüne direnç düşüklüğü ile de ilgilidir.


Siğiller tedavi edilmeli midir?


Çocuklarda siğiller tedavi edilmeden de aylar veya yıllar içerisinde kendiliğinden iyileşebilir. Yinede siğiller ağrılı , hızla çoğalma gösteriyorsa ve bothersome ise tedavi edilmeleri gerekir. Erişkinlerde çocuklardaki gibi hızlı ve kolayca yok olma söz konusu değildir.


Dermatologlar siğilin tipi ve hastanın yaşına göre uygun tedaviyi belirler.
Genel siğiller: Küçük çocuklarda evede aileleri tarafından uygulanan salisilik asit içeren solüsyon, flaster veya jeller uygulanabilir. Rahatlıkla uygulanılabilen bu tedaviden haftalar sonra yanıt alınabilir. Tedaviye yanıt alınmaya başlanınca ilaçlar yavaşça kesilebilir.
Erişkinler ve büyük çocuklar için kryoterapi (dondurma) tedavisi tercih edilmelidir. Bu tedavi yöntemi pek ağrılı değildir ve genellikle iz kalmaz. Tedavi tekrarları bir hafta ile 3 hafta aralıklarla yapılır. Elektrocerrahi de (koter) yine diğer bir tedavi yöntemidir. Laser tedavileri, diğer ilaç ve yöntemlere yanıt alınmadığı durumlarda kullanılır.


Ayak tabanı siğilleri: Derinin altına doğru girdikleri için tedavisi zordur. Salisilik asitli flaster veya solüsyon ve diğer kimyasal ilaçlar uygulanabilir. Yine bu siğillerde de kryoterapi, elektrocerrahi veya laser gibi cerrahi yöntemler kullanılabilir. Ayak ağrısını azaltmak için uygun ayakkabı ve siğilin yayılmaması için ayağın nemli kalmaması önemlidir.


Düz siğiller: Yukarda sayılan yöntemler bu siğiller içinde geçerlidir. Ancak peeling metodları örneğin salisilik asit, tretionin, glikolik asit gibi denenebilir. Bazı erişkin hastalarda belli aralıklarla tedavi gerekebilir
Siğillerde diğer tedavi yöntemleri nelerdir?
Siğil tedavisinde değişik lazerler kullanılabilir. Ancak lazer hem çok pahalı hemde iğne ile lokal anestezi gerektiren bir yöntemdir.


Ayrıca bir kemoterapik madde olan bleomisin ile de siğil içine injeksiyon yapılarak tedavi yöntemi vardır. Hem ağrılı hem de yan etkileri olan bir tedavi şeklidir.
Immunoterapi yönteminde de siğil üzerine allerjik madde sürülerek o bölgede reaksiyon sağlanır. Böylece tedavi amaçlanır.
Interferon tedavisi de hem pahalı hem de yan etkileri nedeniyle çok özel koşullarda uygulanır.


Doktora görünmeden kendi siğilimi tedavi edebilirmiyim?


Pek çok reçetesiz satılan siğil ilacı mevcuttur. Ancak başka bir oluşumu siğille karıştırabilirsiniz ve ciddi bir risk alabilirsiniz. Tanı ve en uygun tedavi açısından bir dermatoloğun görüşünü almanız gereklidir.


Halk arasında söylenen değişik batıl tedaviler nedir?


Pekçok insane bu tür yöresel batıl tedavilerin etkili olduğuna inanır. Çünkü siğiller özellikle çocuklarda tedavisiz de geçer.Bu iyileşmelerin bu yöntemlerle mi yoksa kendiliğinden mi geçtiği soru işaretlidir.


Tekrar eden siğiller ne gibi bir problemden kaynaklanır?


Bazen eski bir siğil gider gitmez bir yenisi çıkar. Bu olabilir çünkü tedaviden once eski siğilden etrafa virüsler sıçramıştır. Bu anne siğilin bebek siğil doğurmasına benzetilebilir. Bunu engellemenin en iyi yolu virus dağılmadan siğilleri hemen tedavi etmektir.


Siğiller konusunda yeni araştırmalar var mı?


Araştırmalar hızla devam etmektedir. En son beklenen yöntem siğillere karşı aşı geliştirilmesidir. En yakın zamanda en kolay ve en hızlı tedavi yöntemini umuyoruz


Alıntı

Devamını Oku

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Yağ ve Kalori Yakmanın Kolay Yolları Nelerdir?

Mevsim Yaz olduğu zaman ortaya çıkan kilolardan sonra hepimiz ben nasıl zayıflayacağım diye sormaya başlarız. Peki bunun için ne yapmalıyız  tabiki yağ yakmalıyız ve kalori yakmalıyız. Sizlere Nasıl Kalori ve Yağ Yakarız Sorusunun yanıtını kısaca vermek istiyoruz.


Öncelikle Kendimize İnanmamız, Kendimizi Motive Etmemiz Lazım…
Özel diyet gıdaları almadan ya da spor salonuna gitmeden kilo verebilir misiniz? Evet!


Hayatınızda önemli değişiklikler yaparak, paradan tasarruf ederken emniyetli ve kalıcı bir biçimde kilo vereceksiniz.
Eliniz abur cubura değil, suya uzansın. İştahınızı yatıştırmanın eldeki en ucuz, en emniyetli yolu bu…
Dolapları boş tutun. Hem paradan hem de sizi caydıracak şeylerden tasarruf edersiniz. Etrafınızdaki yiyecek çeşitlerini azaltmanız sizi gereksiz yere atıştırmaktan alıkoyacak.
İlham verici bir şeyler yapın. Kilo verdiğinizde giymekten büyük keyif alacağınız bir elbiseyi buzdolanızın kapağına yapıştırarak kendinizi teşvik edebilirsiniz. Göbeğinize ‘piercing’ yaptırmak da zayıflama azminizi artıracak bir fikir olabilir.
Baharatları dilediğiniz gibi kullanın. Araştırmalara göre, zencefil, kırmızıbiber, pul biber gibi baharatlar ve bunlarla yapılan soslar vücudunuzun yağ yakma kabiliyetini %25 oranında artırabilir.
Kilo vermek için uyuyun. Uykunuzu yeteri kadar almanız, daha fazla enerji elde etmek için yemek yemenizi engeller. Yapılan son bir araştırmaya göre, yeterince uyuyan bir kadının metabolizması %40 oranında artıyor.


Gece mutfak seferlerine bir son verin. Araştırmacılar karanlık odaların ve gecenin karanlığının bizi daha fazla yemeye sevk ettiğini belirtiyorlar. Yataya bir saat erken girmeyi deneyin. Evinizde daha neşeli, parlak ışıklara yer verin, hem daha mutlu olacak hem de daha az atıştıracaksınız.


Kahvaltıyı kesinlikle sektirmeyin. Gün için gereken enerji yakıtınızı almanızı ve öğle yemeğinde kendinizi daha az aç hissetmenizi sağlar.


Doğru bir biçimde atıştırın. Sert bir şeker 20 kalori civarındadır, tüketme süresi 20 dakikaya kadar çıkabilir. 400 kalori içeren bir dondurma külahı ise on dakikaya kalmadan midenizde olur.


İçinizden çılgınca yemek yemek geliyorsa, size kendinizi iyi hissettiren müzikler dinleyin. Araştırmacılar müziğin beyindeki, en sevilen yiyeceği yemenin etkilediği merkezi harekete geçirdiğini belirtiyorlar.


Yeşil çay için. İsviçre Üniversitesi’nde yürütülen bir araştırmanın sonuçlarına göre, yeşil çay içmek vücudun yaktığı kalori miktarını artırıyor. Günde üç fincan içmeye çalışın.


Yediğiniz şeye yoğunlaşın. TV izlerken, bir şeyler okurken, ders çalışırken ya da e-mail’lerinizi yanıtlarken yiyecekleri gözden uzak tutun.


Dışarı çıkın. Günde en az yirmi dakikayı dışarıda oturarak ya da yürüyerek geçirin. Güneş ışığı içinizdeki yeme istediğini kontrol etmenize yardımcı olur.

Devamını Oku

14 Temmuz 2011 Perşembe

Pankreas Kanserinin Belirtileri Nelerdir?

Pankreas kanserinin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak genetik olduğu düşünülmektedir.
Pankreas kanseri ilk başladığı sıralarda hiçbir belirti göstermez. Pankreas kanserine ait bulgular meydana çıkmaya başladığında genellikle tümör ileri bir safhaya ulaşmış ve pankreas çevresindeki dokulara ulaşmış olur. Bulgular, tümörün olduğu yere ve tümörün büyüklüğüne bağlı olarak değişim gösterir.

Pankreas Kanserinin Belirtileri
Kişide İştahsızlık bas gösterir
Kişi hızla kilo kaybeder
Kişide üst karın bölgesinde ve sırtında ağrılar hissetmeye baslar
Kişi sık sık mide bulantısı çeker
Kişi depresyon, çok çabuk yorulma ve halsizlik şikâyetlerinde bulunur.
Üst karında hissedilen ve bazen sırta vurabilen ağrı
Kişide sarılık bas gösterir.


Devamını Oku