'Birkaç yıl önceydi. İnsanlara ve pek çok şeye olan güvenim sağlam sarsılmıştı. Ciddi bir şekilde kendimizi keşfetmek ve derinlerimize inip dürüstçe bazı şeyleri sorgulayabilmek için sanırım bu tarz dönemler Tanrı’nın bize bir lütfu. Neredeyse her şeye karşı duyduğum içimdeki bitip tükenmek bilmeyen yaşama sevinci ve karşılıksız sevgiye karşın yüzüp yolun sonuna gelmiş gibi hissediyordum o ara kendimi. Kendimden ve insanlardan vazgeçmiş gibiydim adeta. Gücüm bitiyor, tükeniyordum.
Öyle çaresiz, zamana karşı limitsiz bir an’ımda tanıştım ben Zeynep Aksoy ile. Onun sayesinde de zincirleme pek çok şey ile… Öyle kadifeden bir gülümseyişi, derine işleyen sözcükleri vardı ki; kalbimde duyduğum pişmanlıklarım, hatalarım yerini ‘olanı olduğu gibi kabullenmeye’ bırakmaya başlıyordu gittikçe onun sınıfındayken. Bilgeliği kafamdaki sorulara puzzle gibi cevapları oturtturuyor, gözlerindeki dinginlik ruhumu sakinleştiriyordu. Bir de arka arkaya bıkmadan, usanmadan ısrarla üzerinde durduğu hiza...'
Yoga ve meditasyon üzerine Zeynep Aksoy ile sohbet ettik. İşte keşifsel yolculuktan anlar ve anılar...